Arkadaşlar şunu demeliyimki sonuna kadar okuyun uzun ama etkileyici
Bir zamanlar bir köyde yaşayan yüreği gibi eli yüzüde tertemiz bir genç
varmış. Onu cevresinde tanıyan herkes severmiş.Tanımayanlar ise
imrenirmiş. Gözleri ışıl ışıl, yüreği sevgi dolu, tüm dünyayı
kucaklamaya yetecek kadar büyük bir kalbi varmış. Bircok genç kız onun
için deliriyormuş adeta ama o hiç böyle işlerle uğraşmak istemiyormuş.
Ailesi onun için cok değerli imiş. Birgün doğru insanın onu bulacağını
inanırmış ve hep o kişiyi beklemiş. Yıllarca herkesin yüreğini yakan bu
gençin yüreği hiç alev almamış hiç kimseye sevdalanmamış. Kötülük nedir
aldatma nedir bilmezmiş.
Yaşadığı köye genç güzel mi güzel bir kız taşınmış. genç onu gördüğü
anda vurulmuş ama kız o kadar güzelmiş ki yanına bile yaklaşıp bir
selam verememiş. hep uzaktan izlemiş. Genç kızın arkadaşları ile olan
sohbetlerine katılmak için her zaman kendine telkinler verip cesaret
almaya calışmış kendi kendine ancak bir türlü başaramamış. Kız cok
güzel cok havalı imiş. Saçları güneş gibi parlak, gözleri denizler
kadar güzel, teni pamuklar gibi yumuşak, bakışları dağları deler
gecercesine keskin ve anlamlı, yüzü aynı bir bebek gibiymiş. genç oğlan
ona bir türlü yaklaşamamış. Birgün sokakta karşılaşmışlar ve selam
vermiş genç kız bizim oğlana.. genç oğlan sevinçinden hemen gidip
arkadaşlarına anlatmış durumu. Gecelerce uyumamış camdan hep onu
gözlemiş. o gecerken balkona cıkmış belki bir daha selam verir diye ama
kız uzun bir süre bir daha selam vermemiş. Sadece o keskin ve anlamlı
bakışları ile birşeyler ifade eder gibi bakıp gidiyormuş. Aylar ayları
kovalamış ancak bir türlü genç oğlan acılamamış güzeller güzeli kıza.
Bir sonbahar sabahı yine karşılaşmışlar ve genç o an nasıl olduysa
birden ondan hoşlandığını ve bir ilişki yaşamak istediğini söylemiş.
Kız önce gülümsemiş ve yine anlamlı anlamlı ve bir o kadarda güzel bir
bakışla gençin yüzünü tırnakları ile okşamış ve oradan ayrılmış. genç
ne olduğunu anlamış gibi olmuş ama neden tek kelime etmediğine şaşmış.
Aradan kısa bir süre geçmiş ve kız gençin önüne cıkmış kimselerin
olmadığı bir yerde ve bir köşeye cekmiş aniden oğlanı ve dudaklarından
" Seni cok seviyorum " sözcükleri dökülmüş ve oğlanın birşey
söylemesine izin vermeden dudaklar buluşmuş.. Genç oğlan o gece
uyuyamamış bir sürü şey düşünmüş. Bir güzel hayal kurmuş ve ilk
karşılaşılacakları zamanı düşünerek uyuya kalmış. Rüyasında da kızı
görmüş. sabah uyanmış annesine sarılmış ve " Cok güzel birgün daha
başlıyor anneciğim" demiş. O gün taptaze bembeyaz bir gülü daha önce
hiç kıyamamasına rahmen dalında koparıp kızın yanına gitmiş. Kız gülü
görünce cok sevmiş ve en sevdiği gül olduğunu söylemiş beyaz gülün.
Sanki genç oğlanın içine doğmuş...
Kız ile genç oğlan cok güzel bir ilişki için ilk adımları atmışlar. ilk
olarak kız bazı şartlarını olduğunu söylemiş. Genç hiç düşünmeden
öğrenmeden kabul etmiş ama kız başlamış saymaya...
- Ailelerimize tek kelime etmeyeceğiz.
- Cevremizdekiler bilmiyecekler asla.
- Sadece cok yakın arkadaşlarımıza söyleyebiliriz.
- Bana asla giydiklerim yada davranışlarım hakkında tek kelime etmeyeceksin.
......
Genç hiç düşünmeden kabul etmiş. kızın güzelliği ilk zamanlarda başını
döndürmüş ancak aradan gecen zamanda genç giydiklerine karışmaya
davranışlarını kısıtlamaya başlamış. En azından istemiş. Ancak kız ona
sürekli ilk başta belirttiği şartları olduğunu ve kabul ettiğini
hatırlatıp durmuş. genç kız arkadaşlarınında dolduruşuna gelerek
oğlandan ayrılmış. genç oğlanın hayatı zindan olmuş odasından cıkmaz
hale gelmiş. o sevecen şen şakrak kişi gitmiş yerine hep hüzünlü,
karanlık bir odada yaşayan, kimse ile görüşmek istemeyen aksi biri
gelmiş. Oysa onun hayallerinde o bir prenses imiş bir melek imiş. Şimdi
ise düşünemez hale gelmiş ve sürekli kahreden isyan eden bir hali
varmış. Ama hala onu cok seviyormuş. Birgün o karanlık odasından cıkıp
kızı görmeye gitmiş. evinde yokmuş aramış taramış bulamamış bir türlü.
Umutsuz bir şekilde evine dönerken yine aynı yerde yine yakasından
tutup dudaklarına yapışmış genç kız ve " ben seni hiç unutmadım hep
sevdim demiş" sımsıkı sarılmışlar birbirlerine..
Günlerden birgün güzel giden ilişkiye uzaklardan kızın geldiği
diyarlardan bir gölge düşmüş. Birden kız ile genç oğlan arasına müthiş
bir soğukluk girmiş. kızın geldiği yerden birisi genç oğlana ulaşıp
kızın kendisi ile beraber olduğunu sadece kavgalı olduklarını iddaa
etmiş. genç oğlan duyduklarına inanmak istememiş. Hemen kızın yanına
gitmiş ve durumu sormuş. kız ise o kişinin sadece ona askıntı olan biri
olduğunu ve hep peşinde olduğunu ve buna benzer şeyler söylemiş. Genç
oğlan buna inanmak istemiş ve kestirip atmış olayı. Daha sonralarda
yine karşılarına bu kişi cıkmış yeni sorunlara sebep olmuş bir süre iki
tarafta düşünmek için kendi köşesine cekilmiş. Sonunda bu tarz
insanları takmayacaklarını karar almışlar ve ellerinden gelen herşeyi
yapmışlar onlara ulaşmamalarını sağlamak için.. Ama delikanlının içine
birkez ateş düşmüştür. Hep aklı ondan kalıyor arasıra takip bile
ediyormuş. öğrendiği şeyler onu kıskanç ve sinirli biri haline
getirmeye başlamış. Artık daha cok karışır hale gelmiş kız arkadaşına.
Olaylar bu şekilde ilerken genç olanın cevresi ve ailesi ile arası
acılmaya hatta ailesi ile cok ciddi sorunlar yaşamaya başlamıştır.
Ailesi onun sorumsuz biri hale geldiğini söyleyip duruyorlarmış. Genç
oğlanın ise kafa daha karmakarışık hale gelmeye başlamış. kız
arkadaşını arıyıp ne zaman dertleşmek istese kızın hep gelmemek için
bir mazereti varmış. Arkadaşları ile artık görüşemiyormuş eskisi gibi.
Üzerine tam bir yalnızlık bulutları çökmüş. Hemde olabildiğince
karanlık.. Karanlık bir odada karanlık yalnızlık bulutları altında o
tertemiz yüreği katran kazanı gibi kararmış, tüm güzel duygular birer
birer içinde kaldığı ateşte yanmış, tüm sevdiği şeylerden uzaklaşmış
sadece yazılar yazmaya başlamış. Bir yandan yazarmış bir yandan ağlar..
Kimse ile görüşmemiş günlerce. Kimsenin ona ulaşmasını istemiyormuş bir
kişi dışında. Ancak oda son derece duyarsız ve son derece normal bir
şekilde hayatına devam ediyormuş. genç oğlan sonunda ailesi ile kavga
etmiş ve evden ayrılmış. Arkadaşlarının yanına taşınmış. Tüm sevdiği
şeyleri geride bırakarak, yıllarını geçirdiği evinden sessizce
ağlayarak ayrılmış. Yıllarca bir daha oraya admını atmamış. kızla
görüşmemiş. hep onu uzaktan izlemiş ve hep ağlamış. Uzun bir zaman hep
kendini kahretmiş, kendini yıpratmış ve sonunda caresiz bir hastalığa
yakalanmış. Arkadaşları ellerinden geleni yapmışlar ancak bir türlü bir
care bulunamamış. Yatağa düşmüş.. Arkadaşları cok sevdiği için her
sabah yanına taptaze bir beyaz gül bırakıp giderlermiş... Bütün gün o
güle bakar ağlarmış sessizce.. Günlerce kıza ulaşmaya calışmış
arkadaşları. Sonunda bir sonbahar sabahı kız ile konuşma fırsatı
bulmuşlar. Kıza olanları ve genç oğlanın durumunu anlatmışlar. Kız
gözyaşlarına boğulmuş olduğu yerde ve inanamamış kendisini o kadar cok
sevdiğine. Hemen yanına gitmek istemiş. Arkadaşları da cok sevinmiş.
Belki sevdiği kişiyi görünce düzelir diye umut etmişler hep ve sonunda
o ana cok az kalmıştı. Hemen ordan ayrılıp genç oğlanın yanına
gelmişler. Kız odaya girdiğinde elinde bembeyaz bir gül ile genç oğlanı
bembeyaz bir şekilde bulmuş. Delikanlının kanı artık akmıyormuş. O
güzel kalbi atmıyormuş. gözleri eskisi gibi ışıl ışıl değilmiş..
Gözlerini kapamış ve elinden gülü almak istemiş genç kız.. Genç oğlanın
gülü elinden aldığında avcunun içinde " Ben hep kötü biten
hikayelerdenmişim" yazıyormuş...